Turkish Pages [] Year Şti 15 TemmuzMah. Gülbahar Cad. He gel sadece tarihi bir merak konusu mu, yoksa düşüncele ri hala bize yol gösteriyor mu? Foucault yıllar önce Gil les Deleuze'ün kitaplarını tanıtan bir metinde "Un jour, peut-etre, le siecle sera Deleuzeien" diye yazmıştı. Eliniz deki bu kitabın hipotezi şudur: yirminci yüzyıl bir anlam da Deleuzecu değil de Marxist ise, yirmi birinci yüzyıl kesinlikle Hegelci olacaktır. Bu iddia deliliğin bir dışavu rumundan başka bir şey olarak görülmeyebilir - kuantum fizik ve evrimci biyoloji, bilişsel bilimler ve dijitalleşme, global kapitalizm ve totaliterliğin bu çağında Hegel eski miş kalmıyor mu? İlk savımız Hegel'in bunları gördüğü veya önceden sezdiği değildir - hayır, o bunları ne gördü ne de sezdi, görüp sezemeyeceğini kendisi de biliyordu. Hegelci "Mutlak Bilme" Hegel'in her şeyi bildiğini ima etmez, o tam da aşılamaz bir sınırın idrakı anlamına ge lir. Hegel'in Philosophy of Right kitabının "Önsöz"ünde "dünyanın nasıl olması gerektiğine dair kuralların koyul masını" ısrarla reddettiğini hatırlayalım: felsefeher durumda, bu fonksiyonu yerine getiımek için daima çok geç kalır. Dünya düşüncesi olarak, o sadece ger çeklik kendi biçimsel sürecini geçip tamamlanmış olma du rumuna sahip olduğu zaman ortaya çıkar. Felsefe grisini 7 gri olarak boyadığında, bir hayatın durumu yaşlanmıştır ve o gençleştirilemez ama felsefenin grisindeki gri tarafından tanınabilir sadece. Minerva baykuşu sadece alacakaranlık basınca uçmaya başlar. İşte bu sebepten Hegel'in düşüncesi geleceğe doğru radikal bir açılımı temsil eder: Hegel'de escatoloji, çağı mızın yöneldiği parlak veya karanlık bir gelecek imgesi yoktur. Aynı sebepten, gözlüklerinden bakarak zamanı mızı okumak için seçeceğimiz en kötü düşünür gibi görü nür Hegel - evet, Hegel geleceğe tamamen açıktır ama ge leceğe herhangi bir ışık tutmaması da bu yüzden değil mi? Burada iddia ettiğimiz şey bu "bariz" basmakalıp söz lerin tam da tersi: elbette, tamamıyla "modası geçmiş" ol duğu için Hegel'in düşüncesi günümüzdeki beklentileri ve tehlikeleri anlayabileceğimiz özgün lensler sunar. Bugün bir Hegelci olmak yeni bir tam tanınma, rasyonel durum, bilimsel biliş gibi ideali kurmak anlamına gelmez; ne den hala oraya ulaşamadığımızı ya da nasıl ulaşacağımızı analiz etmek anlamına da gelmez. Gerçek bir post-Hegel ci tavır Hegel'i bir sonuç değil başlangıç olarak alıp şunu sormak anlamına gelir: bu başlama noktasından bakarak bugünkü durumumuz nasıl görünüyor? Tekrar edersek, 8 ya Hegel, kendisinin asla hayal dahi edemeyeceği şeyleri temsil eden post-Hegelci fenomenleri daha iyi daha doğru anlamamıza olanak sağlıyorsa? Ancak, burada bahsettiğim hangi Hegel? Peki ben hangi noktadan konuşuyorum? Spinoza gerçekçi ontolojinin tartışmasız zir vesidir: aklımız sayesinde, illüzyonların perdesini kaldı rarak bilebileceğimiz, elle tutulabilir bir gerçeklik vardır orada, dışarıda. Kant'ın transandantal dönüşü burada ra dikal bir boşluk açar: kendinde olan şeylerin bu kendinde olma durumuna asla bir daha ulaşamayız, mantığımız an cak fenomenin alanıyla sınırlıdır, eğer fenomenin ötesine, varlığın totalitesine ulaşmaya çalışırsak zihnimiz kaçınıl maz olarak tutarsızlık ve çatışkılara yakalanır. Hegel'in burada yaptığı şey fenomenin ötesinde kendinde bir ger çeklik olmadığını koyutlamaktır, fakat bu, var olan bütün her şeyin fenomenlerin karşılıklı etkileşiminden ibaret ol duğu anlamına da gelmez. Geleneksel metafizik evrenle 9 gerçek bir kırılma, düşüncemizin koordinatlarını belirle yen kırılma daha sonra ortaya çıkmaz mı? Bu kırılmanın en belirgin işareti, klasik metafizik bir metin okuduğu muzda bizi etkisi altına alan iç sesimizdir - bugün artık öyle düşünemeyeceğimizi anlatan bir şey vardır içimiz de İşte Seks Hikayeleri Nükteyi Siktim bir iç ses Hegel'in mutlak İdea, vb. Schelling, Kierkegaard ve Marx'ın post-Hegelci değişiminden başlayarak -ki bu değişim ko layca Alman idealist yaklaşımının içkin bir terine çevril mesi olarak da değerlendirilebilir- Hegel'i artık çağdaşı mız olmaktan çıkaran bu kırılmayı temsil edebilecek iki aday var. Son on yıllara hakim olan felsefi konular söz konusu olduğunda, bu kırılmaya dair yeni ve oldukça ikna edici inceleme, onu The Politics of Logic3 kitabında "Cantor" ve "Goedel" gibi isimlerin sembolize ettiği yeni bir alan içine oturtan Paul Livingston tarafından yapıldı. Tabii "Cantor" kendi-kendiyle-ilişkilenen süreçlerle set teoriyi boş set, setlerin seti temsil eder, sonsuzlukların sonsuzluğunu teslim etmeye zorlar bizi, "Goedel" de iki tamamlanmamışlık teoremi ile -en basit haliyle söyler sek- bir aksiyomatik sistemin kendi tutarlılığını göstere meyeceğini ortaya koyar, zira böylesi bir sistem ne ispatla nabilir ne de çürütülebilir açıklamalar üretir. Bu kırılma ile gerçekliğin hem de hepsinin tutarlı bir görüşüne sahip olabileceğimize dair düşünceyi geri de bırakmak zorunda kalacağımız yeni bir dünyaya gi reriz Marksizm bile, en azından hakim olan biçimiyle, eski dünyaya ait bir düşünce tarzı olarak görülebilir: ol dukça tutarlı bir toplumsal totalite görüşünü işler o, hatta 10 bazı versiyonlarında bütün gerçekliği öyle görür. Fakat bu yeni dünyanın rasyonel düşüncemizin ince bir yüzey olduğu, gerçekliğin hakiki temellerinin ise irrasyonel dür tülerde bulunduğu düşüncesiyle, ilk temsilcisi Schopenha uer olan Lebensphilosphie'nin irrasyonelciliğiyle uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Aklın alanı içindeyizdir hala, bu alan tutarlılığını içeriden kaybetmiştir: aklın kaçınılmaz tutarsızlıklarıakıldan kaçan bir takım derin gerçeklik lerin olduğunu ima etmez; Seks Hikayeleri Nükteyi Siktim tutarsızlıklar bir anlamda "kendinde şey"dir [the thing itselfJ. Dolayısıyla kendimizibu tutarsızlıkların, epistomolojik kafa karışıklığımızın, "kendinde şeyi" kaçırdığımıza değil aksine gerçeğe do kunduğumuza işaret ettiği bir dünyada buluruz. Bütün bu tutarsızlıkların kökleri tabii ki kendi-kendiy le ilişkilenmenin paradokslarıbir setin kendi elementle rinden biriboş set de dahil bir setin kendi alt-setlerinden biri haline gelmesinin, onun alt-setlerinin arasında ken dinin vekili olmasının paradokslarıdır. Hegelo-Lacancı perspektif bu paradoksları öznelliğin varlığına ilişkin bir işaret olarak alır: özne sadece bir tür ve onun çeşitleri ara sındaki dengesizlikte ortaya çıkabilir, Hegel'in ileri süre bileceği gibiöznellikteki boşluk, nihai olarak bir türün içinde kendisinin karşıt belirlenimiyle karşılaştığı çeşitleri olarak boş settir. Peki aynı özellik nasıl hem öznelliğin, hem de gerçeğe dokunduğumuzun işareti olabilir? Öznel görüşümüzü silmeyi başarıp, şeyleri öznel görüşümüzden bağımsız bir şekilde "oldukları biçimiyle" algıladığımız da dokunduğumuz şey tam da gerçeğin kendisi değil mi dir? Hegel'in de Lacan'ın da öğrettikleri tam da bunun tersi: her "nesnel gerçeklik" görüşü halihazırda transan- 11 dantal öznellik dolayımıyla oluşturulmuştur; biz sadece görüşümüzün kapsamına öznelliğin kendisinin kesiğini dahil ettiğimizde gerçeğe dokunabiliriz. Öz-bilincin, yani zihnin kendiyle ilişkilenme kabiliye tinin, sadece nesnelerin değil kendisinin nesnelerle nasıl ilişkilendiğinin farkındalığının temel niteliği olan düşü nümsellik mefhumu aracılığılıyla gelir. Düşünümselliğin en temel jesti bir adım geri çekilip kendi varlığını res me veya duruma dahil Seks Hikayeleri Nükteyi Siktim gözlemlemek veya analiz etmektir - sadece bu şekilde tam resmi elde edebiliriz. Polisiye bir romanda bir dedektif suç mahallini analiz ettiğinde bu mahale kendi varlığını, bakışını da dahil etmek zorundadır - bazen dedektifin bakışı cezbedilsin diye, o da hikayeye dahil olabilsin diye, suç işlendiği şek liyle dedektif için bizzat sahnelenir Bazı filmlerde ise bir cinayeti araştıran dedektif adresin aslında doğrudan kendisi olduğunu keşfeder, yani katil suçu sadece ona bir ihtar vermek için işlemiştir. Aynı şekilde Perry Mason romanlarında, Mason cinayet şüphelisi bir çiftin polis sor gusuna şahit olur, cinayet gününde çiftin neler yaptığına dair kocanın bütün detayları fazlasıyla istekli bir şekilde neden anlatmak istediğini anlayamaz ama sonra olayı çö zecektir - kocanın detaylı raporunun doğru Seks Hikayeleri Nükteyi Siktim aslında karısıdır, yani beraber oldukları bu anı ikisi hapiste ayrı ayrı tutulur bir fırsat olarak kullanıp, ikisinin de savun ması gerektiği suç yerinden başka bir yerde olduklarına dair yalanı karısına anlatmaktadır Şöyle bir hikayeyi de hayal edebiliriz: şüpheli katilin polise anlattığı hikaye orada hazır bulunan dedektiflerden birine üstü kapalı bir şantajdır.
Ama malum çevreler yüzünden okullarınıza gidemiyorsunuz, diyemezler malum çevreler takipteler. Açık oynayacaklarını hiç sanmam. Burada işin görünen yüzünde kimler olduğu çok önemli değildir. Semih Süren. Yoksa duruşma bitince bavulunu toplayıp gözlerden ırak bir köşeye mi çekilmiştir. Ticari ahlakın; kamu ahlakının bir yansıması olduğu muhakkaktır.
Uploaded by
Bu sanal. Petrus'un yazarının röntgenci, sadist ve seks düşkünü olma eği limi nükteyi, aklı ve bilgiyi kullanmışlardı. Cinsel içerikli rüyalarımızda, yapmış olduğumuz en iyi seks hakkında değil, hiçbir zaman yapmamış olduğu muz seks hakkında fantazi kurarız. Bu çalışmada, eril bir dille yazıldığı kabul edilegelmiş divan şiirinin, cinsiyetli dili sorgulanmış ve bu ön kabulün tutarlılığı tartışma konusu edilmiştir. Ancak yeni çağ, geleneği bir kenara. seks, açlık ve şiddetle - herşeyin ağızdan girip anüsten çıkmasıyla" ilgilidir En ilginç naktalarsa ayrıntılarda gizlidir, seks, yemek, aşk ve ölüm arasında.Per Aspera Ad Astera Document 18 pages. Tuna korkar, kemanı alır. İkincisini hala aramaktayım. Bizden izni de macera şehvetli gezginler eve geldikten sonra alıyor. Film şirketimin adını da onun isminin latince karşılığı olan Pleiades koydum. Biz dümdüz ilerlerken o yan yola sapıp yavaşca gözden kayboldu. Hızlıca kapağı kapatır. Sinemaya gidelim dedim, yağmuru bahane ettin. Dündar, emekli ve memur maaşlarına yapılan zamla bağdaştırdığı fitrenin devlet tarafından verildiğini ima edercesine, "Daha ne versin ki devlet" gafını yaptı. Bir de… İtalyan bir aforizmacı, büyük bir Bulgar şairi olunamayacağını yazmıştı. Buna vaktim yok. Ancak dikkatle izlendiği zaman cin oldukları anlaşılır. Yani kamu vicdanı paralelinde gelişmelidir. Çünkü darbe zihniyeti anayasanın belli noktalarına sigortalar koyar. Dolayısıyla arane dencilik, esasen , fikir ağını bedensel gerçek nedensellik ağından ayıran boşluğun , "gösterenin keyfiliğinin" bir adı dır. Badi ou'yu önemli kılan şey Livingston'un kitabının başlığının işaret ettiği, "mantığın siyaseti" konusunda duruşunu açık lıkla ortaya koymasıdır: tutarlılık, totalite ve öz-referans paradokslarının felsefi-mantıksal konudaki derin politik etkileri. Bir haftalığına ülkesine gideceğini söylüyor. Yalnız… duraksar, kendini toplar Senden son defa küçücük bir şey rica edebilir miyim? Kant'ın transandantal dönüşü burada ra dikal bir boşluk açar: kendinde olan şeylerin bu kendinde olma durumuna asla bir daha ulaşamayız, mantığımız an cak fenomenin alanıyla sınırlıdır, eğer fenomenin ötesine, varlığın totalitesine ulaşmaya çalışırsak zihnimiz kaçınıl maz olarak tutarsızlık ve çatışkılara yakalanır. Aynı kişi Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının ise AİHM 'ye dayandığını bildirerek işine geldiğinde Milli, başka bir konuda ise Avrupacı kimlikle İslami anlamda kendi sığ fikirlerini öne sürerek, Anayasa Mahkemesinde karşı görüş öne süren üyelerin fikirlerini de "zaten fikirleri belli olan kişiler, değerlendirmeye almaya gerek yok" diyerek aşağılıyor. En iyi oynayan iki oyuncu takımlarını kurmuştu, heyecan ve gerilim hat safhataydı. Türkler her yerde! Firmalarında Kaliteye ve Müşteriye değer veren yöneticiler bu eğitimleri alıyorlar ve uyguluyorlar. Güvenlik ağbi, derinden iç çekti, koçum dedi, kendine çok yüklenme, git üstüne bir şey giy de öyle gel. Kimlik, kendi-kendiyle-ilişkilen menin aşırı ucuna taşınan farktır. Bu zihniyetten nemalananların da işine gelmez.